ABB Turboşarjın yeni yüzü
ABB Turboşarj’ın ayrı değer yaratma yolculuğunda yeni markanın ilk adımı Accelleron oldu. Yeni marka oluşumu, ABB’nin Turboşarj divizyonunu operasyonel olarak ayırmaya yönelik portföy yönetimi stratejisinin bir parçası. Bu sürecin 2022’nin ilk yarısında tamamlanması bekleniyor.
ABB, dizel ve benzinli motorlara yönelik ağır hizmet turboşarjında dünya lideri olan Turboşarj divizyonunun (PA) “Access – Accelerate – Excel” (Erişim – Hızlandırma – Ustalık) bileşik kelimesinden oluşan yeni markası Accelleron’u güçlü, ilham veren ve köklü bir markanın sembolü olarak parlak mor rengiyle kamuoyuna duyurdu.
Yeni markanın merkezinde, şirketin amacı olan ilham vermek, inovasyonlar gerçekleştirmek, beklentileri aşmak ve tüm tarafların lehine olan endüstri kriterlerini belirlemek yer alıyor. Turboşarj alanındaki 100 yılı aşkın mirasının üzerine inşa edilen ve dünya çapında pazar lideri olarak daha sürdürülebilir ilerlemeye olanak sağlanacak. İsviçreli Alfred Büchi tarafından icat edilen turboşarjların pratikte ilk uygulaması, 1924’te Brown Boveri & Co. (şimdiki ABB) tarafından inşa edilen büyük deniz motorları için yapıldı.
SÜREÇ YILIN İLK YARISINDA TAMAMLANACAK
Yeni marka oluşumu, ABB’nin Turboşarj divizyonunu operasyonel olarak ayırmaya yönelik portföy yönetimi stratejisinin bir parçası. Bu sürecin 2022’nin ilk yarısında tamamlanması bekleniyor.
Bölünmenin tercih edilmesi durumunda Accelleron’un Başkanı olması beklenen Oliver Riemenschneider, konuyla ilgili şunları söyledi: “Accelleron markasının ortaya çıkarılması, işletmemiz için ufuk açıcı bir anı simgeliyor. Mirasımızla gurur duyuyoruz, aynı zamanda müşterilerimize en son teknoloji ve servis çözümleri sunan büyüme yönündeki bu yeni maceramız için de heyecanlıyız.”
Accelleron, turboşarj teknolojileri ve 0,5 ila 80+ MW motorlar için optimizasyon çözümleri sunan sektöründe lider, 50’den fazla ülkede global servis ağına sahip ve sektöründe en çok tercih edilen global bir marka konumunda ve denizcilik, enerji, demir yolu, ağır yük makinaları ve tarım sektöründe kullanılan araçlar için sürdürülebilir ve güvenilir güç sağlarken yaklaşık 180 bin turboşarjdan oluşan kurulumu, dünya çapında 100’den fazla servis istasyon ağı, yenilikçi teknolojileri ve dijital çözümleri ile müşterilerinin sürdürülebilir gelişimine de güç katıyor.
2021’de yaklaşık 750 milyon dolar gelir elde etti ve dünya çapında yaklaşık 800’ü İsviçre’nin Baden kentindeki genel merkezde ve global Ar-Ge merkezinde bulunan toplam 2.300’den fazla çalışanı mevcut. Sektöründe lider bir şirkettir ve 50’den fazla ülkede global servis ağıyla yaklaşık tahmini 6.000 müşterisinin ilk tercih ettiği ortağıdır.
ACCELLERON, ALTERNATİF YAKITLI PROJELERDE LİDER
Accelleron’un endüstrisinde piyasayı etkileyen en önemli faktörlerden biri, uluslararası ve ulusal düzenlemelerin ışığında yaygınlaşan karbonsuzlaştırma eğilimi. Örneğin, Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün 2050 yılına kadar gemilerden kaynaklanan sera gazı emisyonlarını yarıya indirme hedefi, verimli ve sürdürülebilir teknolojilere olan talebi artırıyor. Yükseltmeler ve yeni net sıfır karbonlu yakıt teknolojilerinin önümüzdeki yıllarda iş kolunun stratejik doğrultusunu desteklemesi bekleniyor. Accelleron, hidrojen, metanol ve amonyak gibi alternatif yakıtlarla teknoloji ve ticari prototip projelerinde lider konumda bulunuyor.
MOTOR ÇIKIŞ GÜCÜNÜ YÜZDE 300’E KADAR ARTIRIYOR
Turboşarjlar, motor çıkış gücünü yüzde 300’e kadar artırarak verimlilikte önemli iyileştirmeler sağlıyor ve böylece enerji verimliliğini yüzde 10’a kadar arttırıyor (1). Geleneksel motorlar, turboşarj olmadan boyutlarının dört katına kadar çıkabilir (2). ABB’nin turboşarjları, ideal koşullar altında büyük bir konteyner gemisi için ömür boyu 1 milyon ABD doları tutarında tasarruf (3) sağlayan sektör performans göstergelerine kıyasla yüzde 2 oranında daha fazla iyileştirme vadediyor. ABB’nin turboşarjları, yalnızca denizcilik sektörü için yakıt tüketimini ve dolayısıyla CO2 emisyonlarını yılda ortalama 405.000 ton azaltırken (4), örneğin veri merkezleri gibi kritik altyapılar için yedek güç sağlanmasının yanı sıra, aynı zamanda ulusal şebekelere, gelişmekte olan ekonomiler ve mikro şebekelerdeki güç genişletmelerine yönelik güç dengelemede faaliyetlerinde önemli bir rol oynuyor.