50 milyar $ ihracat potansiyeli var
OSS Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Özalp, tedarik sanayinin ihracatını 50 milyar dolara çıkarabileceğini belirterek, “Bunun için bir kamusal destekten çok sektörün biraz konsolidasyon ve bir araya gelmeye ihtiyacı var. Bunun için hazırladığımız yol haritamızı kamu kuruluşlarına ve tüm STK’lara aktarmaya hazırız” dedi.
Mehmet Emin AVCI
OTOMOTİV Satış Sonrası Ürün ve Hizmetleri Derneği (OSS) Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Özalp, “Pazar büyüme içerisinde. 2021’e paralel olarak 2022’de tekrar yaklaşık yüzde 18’lik bir büyüme artışı olduğunu söyleyebiliriz.” dedi.
Özalp, düzenlediği basın toplantısında, sektördeki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Otomotivdeki dönüşümle birlikte bazı parçalarda elektrikli araçların bu dönüşümde olmasıyla beraber azalma olacakken, bazı parçalarda da artışın söz konusu olduğunu belirten Özalp, elektrikli araçların üretim maliyetinin mevcut konvansiyonel araçlara göre iki katı civarında bulunduğunu, bu nedenle pazarın 2035’e kadar büyük bir değişim içerisinde olmadığını söyledi.
Pazarın büyüme içerisinde olduğunu belirten Özalp, şunları kaydetti: “2021’e paralel olarak 2022’de tekrar yaklaşık yüzde 18’lik bir büyüme artışı olduğunu söyleyebiliriz. Biz sadece bunu döviz bazında yaptık.”
‘50 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT POTANSİYELİMİZ VAR’
Türkiye tedarik sanayi olarak 50 milyar dolarlık bir ihracat yapabilmenin mümkün olduğunu aktaran Özalp, şunları kaydetti: “Bu, sadece dünyaya yedek parça satarak mümkün. Bunun için de açıkça söylemek gerekirse herhangi bir kamusal destek, herhangi bir destekten daha çok sadece sektörün genel anlamdaki biraz konsolidasyonu, biraz bir araya gelmesi lazım. Burada STK’lerin çok önemli bir rolü var. Otomotiv sektöründe sadece tedarik sanayinin 12 milyar dolardan 50 milyar dolara gelmesiyle ilgili formülleri tüm kamu kuruluşlarına, tüm STK’lere sunumlarımızla aktarmak için hazırız. Özellikle bu noktada yatırım yapacak hem ulusal firmalarımız hem de uluslararası firmalarımızla da görüşmeler halindeyiz.”
‘YABANCILARIN YATIRIMI KONUSUNDA GÖRÜŞMELER VAR’
Sunumunun ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Özalp, yabancı yatırımcıların Türkiye’de üretim ve yatırım isteklerine ilişkin soru üzerine, şu değerlendirmeyi yaptı: “Yabancılar, özellikle başta AB’deki ülkeler olmak üzere Türkiye pazarını yakından takip ediyorlardı. Zaten tedarik noktalarında birçok üreticiden mal alıyorlardı. Biz maalesef üretim noktasında hala kendi markasını oluşturmuş durumda değiliz ve Türk markaları, başta Avrupa kutularının içerisine girerek dünyada tanınır hale geldi. İnsanlar Mısır’da da açsa kutuyu, Fas’ta da açsa Türk markalarını daha fazla tanır hale geldi ve bu noktada artık direkt üreticilerimizden de bu ülkedeki firmalar ve insanlar mal almaya başladı. Avrupa’da daralan bir pazarı gördüğümüz zaman Türkiye olmazsa olmaz bir nokta.
Özellikle Orta Doğu’ya bağlantı için de Türkiye, aslında bir merkez bu noktada. Birçok yabancı firma, zaten Türkiye’de üretici firma. Uluslararası markaların hepsi Orta Doğu merkezlerini Türkiye’den yönetiyor. Yatırım konusunda görüşmeler var, sadece Avrupalı firmalardan değil, son dönemde Orta Doğulu firmalar da bu noktada belli görüşmelere başladı. Üretim yapma anlamında da var.”
‘HEDEF PAZARLARIN BAŞINDA ABD GELİYOR’
Özalp, yeni ihracat pazarları ve 2023 ihracat hedefiyle ilgili soruya şöyle yanıt verdi: “2023 yılında otomotiv sektörün toplam ihracatına paralel dolar yüzde 15 büyüme bekliyoruz. Türkiye’nin otomotiv ihracatındaki en büyük pazarı AB pazarı. AB’deki ülkeler başta Almanya, Fransa, İtalya, İngiltere olmak üzere bu pazarlar bizim için en önemli pazarlar çünkü araç parkımız da buradan geldiği için ağırlıklı olarak burayla uygun. Rusya krizi ile beraber Rusya pazarı da açıldı. Sadece Rusya’ya ihracat yapan bir ülke olsak 50 milyar doları çok fazlasıyla geçeriz ama alt yapımız ve dünyadaki anlayış nedeniyle Rus pazarı biraz daha kenarda tutuyor.
Kuzey Afrika pazarının tamamı, Orta Doğu’nun tamamı yine Türk markalarını çok benimseyen pazarlar. Yıllarca Almanlar ve diğer bazı ülkeler Türk markalarını farklı kutular altında Alman menşeli gibi bir Alman imajına sokarak pazarladılar. Artık onlar da bunun farkında. Bu ülkeler de artık Türk ürünlerini tanıyor ve özellikle tercih ediyorlar.
Bizim Çin ile rekabet edemediğimiz hiçbir ürün yok. Bu noktada Çin’in çok iyi yaptığı, bizim henüz yapamadığımız, belki hedef pazarların başında Amerika geliyor. Çok büyük bir pazar. Amerikalı’ların garajlarına girmek istiyoruz. Bu alan Türkiye için büyük bir fırsat. Çin-Amerika savaşının bize yarattığı fırsatlardan faydalanamadık henüz.”
‘ÇİP VE KUR TAMAM AMA KARGOYLA BAŞ EDEMİYORUZ’
Özellikle temel anlamda 7-8 sorun olsa da 3 sorunun ağırlıklı olarak ön plana çıktığını vurgulayan Özalp, “Bunun başında, tedarik problemleri geliyor. Döviz kurlarındaki hareketlilik ve kargo maliyetleri… Özellikle kargo maliyetleri bizleri çok zorlar hale geldi. Kargonun yedek parça ve servisin maliyetlerini geçmiş durumda olduğu durumlar var. Herhangi bir filtreyi A noktasından B noktasına götürdüğümüz zaman filtrenin maliyetinin iki katı kadar kargo maliyetleri ödemekteyiz” dedi