Borusan Otomotiv’den çevreci adım
Borusan Otomotiv ve Borusan EnBW Enerji arasında yapılan işbirliğiyle Borusan Otomotiv’den elektrikli BMW satın alanlar, Borusan EnBW Enerji’nin sürdürülebilir enerji kaynaklarından elde ettiği I-RECsertifikalı elektriği otomobil şarjında ve evsel tüketimde avantajlı fiyatlarla kullanabilecek.
BORUSAN Grubu bünyesinde yer alan, sürdürülebilirlik ve elektrikli mobilitede Türkiye’nin öncü şirketlerinden Borusan Otomotiv ve Türkiye’nin rüzgar enerjisinde lider şirketi Borusan EnBW Enerji, elektrikli BMW otomobil sahiplerine temiz enerji kullanım fırsatı sunuyor. Yapılan işbirliğiyle Borusan Otomotiv’den elektrikli BMW satın alanlar, Borusan EnBW Enerji’nin sürdürülebilir enerji kaynaklarından elde ettiği I-REC (Uluslararası Yenilenebilir Enerji) sertifikalı elektriği otomobil şarjında ve evsel tüketimde avantajlı fiyatlarla kullanabilecek.
“Sıfır Karbon” ekonomisi ve hedefleri doğrultusunda birçok sektörde olduğu gibi otomotivde de elektrik dönüşümü gerçekleşiyor. Son yıllarda etkisini giderek artıran iklim krizi ile gerçek anlamda mücadele etmek için elektrikli araçların kullandığı enerjinin de yenilenebilir kaynaklardan sağlanması gerekli. Borusan Otomotiv ve Borusan EnBW Enerji’nin sürdürülebilirliğe ve doğa dostu enerji kullanımına verdiği önem çerçevesinde, BMW marka elektrikli otomobil kullanıcıları Borusan EnBW Enerji ‘nin tamamen yenilenebilir enerji kaynaklarından elde ettiği I-REC (Uluslararası Yenilenebilir Enerji) sertifikalı elektriği avantajlı fiyatlarla hem evsel tüketimlerinde hem de elektrikli otomobillerinin şarjı sırasında kullanma imkanı elde edebilecekler.
‘KARBON SALIMINI AZALTACAK YENİ BİR ADIM’
Borusan Otomotiv İcra Kurulu Başkanı Hakan Tiftik, Borusan EnBW Enerji ile yapılan işbirliğinin karbon salımının azaltılması yolunda gerçekleştirdikleri çalışmalarda yeni bir seviye olduğunu belirterek; “Toplumda iklim krizi ve çevresel farkındalık arttıkça elektrikli ve hibrit otomobillere yönelik talebin de hızla yükseldiğini görüyoruz. Borusan Otomotiv olarak Borusan EnBW Enerji ile yaptığımız işbirliği sayesinde, elektrikli ve plug-in hibrit teknolojili BMW sahibi doğa dostu kullanıcılarımıza karbon-nötr bir hayat fırsatı sunuyoruz. Müşterilerimiz otomobillerini şarj ederken ya da dilerlerse evlerinde kullandıkları enerjiyi Borusan EnBW Enerji’nin yenilenebilir kaynaklardan elde ettiği sertifikalandırılmış temiz enerjiye dönüştürebilecek. Bu çabayla iklim kriziyle mücadele kapsamında anlamlı bir adım daha atılmış olacağına inanıyorum.”dedi.
Mobilite kaynaklı karbon ayak izinin azaltılması amacıyla otomotiv sektöründe ilk inisiyatif alan şirketlerden biri olan Borusan Otomotiv, 2030 yılında elektrikli BMW otomobillerin toplam satışlar içindeki payını da yüzde 75’e çıkarmayı hedefliyor.
‘İKLİM KRİZİYLE MÜCADELEYE GÜÇLÜ BİR DESTEK’
Borusan EnBW Enerji Genel Müdürü Enis Amasyalı ise, küresel iklim krizinin artık hiçbirimizin görmezden gelemeyeceği bir boyuta ulaştığını ve toplumda da bu konudaki farkındalığın giderek arttığını ifade ederek; “Elektrifikasyon alanındaki gelişmeler, sadece elektrikli araçlar değil pek çok farklı alanda köklü bir değişim yaratacak. Üretim portföyümüz tamamen yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı. Rüzgar enerjisinde de Türkiye’nin lider üretim şirketiyiz. Elektrikli araçların yaratacağı dekarbonizasyon etkisi, ancak bu araçların kullandığı elektriğin de karbon nötr olması ile mümkün olacak. Borusan Otomotiv müşterilerinin hem sürüş sırasında hem de evlerinde karbon ayak izlerinin azaltılması amacıyla yapılan bu özel çalışmanın ortağı olmaktan mutluluk duyuyoruz. Borusan EnBW Enerji olarak iklim, insan ve inovasyon odak alanlarında yürüttüğümüz sürdürülebilirlik stratejimiz doğrultusunda iklim krizi ile mücadelede güçlü bir destek vermeye devam edeceğiz” dedi.
DOĞADAN ILHAM ALIP, GELECEĞE ILHAM VERIYOR
Borusan Holding ve Grup şirketleri sürdürülebilirliği iş süreçlerinin temel yapı taşı olarak görüp kapsayıcı bir şekilde ele alırken iklim, insan ve inovasyon gibi odak noktası alanlarında çalışmalarını yürütüyor. Toplumsal cinsiyet eşitliğinden toplumsal faydaya, iklim krizinden biyoçeşitlilik kaybına, yetkinlik kazanımından eşit çalışma şartlarına, iş sağlığı ve güvenliğinden inovasyona kadar birçok konuyu sürdürülebilirlik perspektifinden ele alıyor. Bunların yanı sıra sürdürülebilirliği paydaş temelli bir yapılanma olarak görüyor ve doğayı da tüm bu süreçlerin içine katarak, yaşam için “fayda” üretebilmek adına çalışıyor.